28 Kasım 2015 Cumartesi

3 yabancı h

varoluşsal bir homeros akmakta şimdi kulaklarıma
kendimi açıklayabileceğim tavşan maskelerine devlet el koysa
ben her gece depresyonlanırım
ah demeyi özlemleyemiyorum
ki ben bi okadar suskun olmak istemiyorum

rüyalarıma dokun bak
bak dokun rüyalarım daha dokunulası
içime açılıyorum
sarılmayı her gün arıyorum meşgul
hipokratla anlaşamıyoruz
herkes çok herşey
herşey olmamışçasına kararsız
o yüzden hipokratı hep tavlada yenerim

kahve istemiyorum
sâfi suretlere bulanırım
şayet midem bulanmasın.
herkes tarafından heteredoks görünürmekten birilerini unutuyorum
güven eksik bunu da bilerek yapmıyor haytalar
olmayan gibi görükmek olmayanı göstermek,
sihirbazlardan haz edemem, benden de etmeyin
artık sihirbozmam.

28.kasım.2015

22 Kasım 2015 Pazar

mi alma sangra (op. ∞-1) no.2-1

bitmiş bir aşkın baştan sona söylenmemiş operetleridir dinleyeceğiniz.


kronolojik

I. geçmişe kaçamayış

beynime açık tehdit
kaburgalrım sırtımda kan kartalı
nefes kilitlenir çoğu bakımdan
sahili bile özledim öpüşürken kum kaçanından

bu kadar açık tehdidim.
özür dilerim
suya gökülen pigment,
özür dilerim
yalnız çorabın diğer eşi,
özür dilerim
kırılıpdağılan ay,
özür dilerim
yanıma yakışan tek kadından.

üç sene sonra yine rüyalarımdayken sen ben huzur doluyum

2.tem.2015





II. kopuk

rüzgar yalamakla kırbaklamak arası soğuk
ve aşikar mahluklar arası güvenaptal işi...

şuan göktaşı düşşe üstüme
gücenmem göktaşına

hiç göğsüne dokunulmamış bir gece

çağırışlara sarılıp sarmalanmaya

9.tem.2015




III. tek 

kangren tutmuş kayayı en huylandığı yerden
ne dağ olabilirim bu vakit

yada batmaz semada bu ay
mintanım olsa ay utanır beyazdan
ogün hepimiz kül olacağız,
doğmayacağız bu sefer ankalaşmışçasına.
çünkü,
düşünerek harcamak,
diğer düşüncelerimi öldürüyor

arkadaki aayak öndekine çelme tak.

içimdeki depresyonu başka türlü atamıyorum.

22.tem.2015 01.19

(gelişmenin başlangıcı)




IV. zafer

hayat be, şu köşe ne de değil
o yüzden bu kadar da komik.
yenilgiyi hazmedemeyen yenmeyi gözden çıkarsın.
ve bin kılıç bersi sırtımdayken,
bugün

şuan
gülen çiçekler solarken belki de mutsuz olabilir...

28.tem.2015

(giriş sonu)




V. tcdd ve en antik kitaplar


o gece gül renkli şarabın çime değdiği gün,

ay parçalanmaktan vazgeçti,
küller yeniden doğmaya boyandı
güneş batmamaya sıvandı tenle.

ve istemsiz gelişen aşk sufiyi öldürdü.

sonra sevişmeyi bor bildi eller.
şakaklarla, ateşler dansa tutuşurken,
sabah ezanları boyunca meşk edildi meyler uğruna.

günler ışık hızında geçerken,
akrep yelkovana küsmüş.
sonunda bir kondüktör ayırmaya karar vermiş, şöförlerden önce
hiç bitmeyecek hayalleri.

21.ağu.2015



VI. diş, pembe deri, koza

iki avuç içi kadar güneş bekliyorum sadece

parmak uçları ayrılırsa kıyamet koptu
o hafif lekelerin tümüne bağlanıldı çaktırılmadan özneye
omuz vakti yanında olamadım ilk seferinde martıların

tatlı dudak hareketlerim bitti, yolda kaldım
sislendi midem tüm kelebekler korkuyor hâlâ
bi ışık göster deniz feneri en azından sana çarpayım

31.ağu.2015




VII. akmaya çalışıp akamamayı başarmak


maskeler sıyırıyor bulut çime düşmeyen 11ler 5ler
sayılar da anlamsız
bulut da yok.

bilmiyorumlarda
akıp gitmeler var,
bırakamamalar var.
bir iki gün önceye çekmeler bulutları.

akan yağmurlar var şarap bardaklarında plastik.
tekrarlanan kelimeler

ay'la yıldızların nur'unda

iki adet suret kayıp,
başka beden dahilsiz,
o vakit sevme zamanıdır,
kaçırılan dudaklarda mutlu olma zamanıdır.

28.eyl.2015


(sonun başlangıcı)




VIII. craft kağıdına cevap

sayıları anlamlı kılan bi yarım şarapmış meğersem,

beklenen beklenmeyen ne varsa 'ol'muş o gece.
ve günler birbirini kıskanırcasına tarçın ve vanilya kokuyorlarmış.
iki göğüs vuruşurken sarılmak için,
'yap' diye bağırmış saçlara.

terliyorduk ve ay batmamıştı henüz,
ay bana küstü mü bilemem
bilememlere de alışamadım hem.
sanırım tütsü gibi seviyorum,
hem o da öyle seviyor ne var bunda,
misk ve amber halt yemiş.

ezanları duyardık öncelikle
sonra uyurduk,
uyuturken hep yanağımdan kaynaklı bi kıskançlık
uyanmam gereken durumlardaysao yüzünde taşıdın iki kutsal gümüş pembe deri,
ağzıma geleni söylemem için dudaklarımla buluşurdu.

bunca yol geceli gündüzlü
yoldaşsız çok zor,
beklemek de koyuyor,
özlemek de.
ama bir deniz görüyorum ki ufukta,
yanımda sen varsın.
yelken de yok gemimizde,
ama yanımda sen varsın.

bu ormanın korucusu yok,
sen varsın.
birini seviyorum desem,
ardında sen varsın.
ne semâ da birden azdır göz kırpmalar ikimiz üstüne,
ne de karanlık olsun diye bu denli dua etmişliğim var.

biz olmak için direniyoruz,
zincirler kırıldığında sabahlara kadar özgürlük içeceğiz rüzgarlardan,
yıldızlardan medet ummamızda gerekmeyecek.
gözlerin gözüme ölümcül değdiği an.
ya biz donacağız,
ya dünya duracak.

2.eki.2015


(gelişmenin sonu)




IX. elma

elimin içinde değil ya yanağın

bitek ondan uzak geliyorsun bana

12.eki.2015




X. bir ankanın anatomisi
belki 15 defa içilmiştir o bardaktan,

temizlemeye hâl mi kalır bulutları süpürmekten her gece
görünmeyen dalgalar
çekilip itilen gelgit suları
yoğunlaşan sıcaklık ve bunaltı
bir çocuğa inanmışım
bu doğru
bir çocuğa güvenmişim
bu da doğru.
ama tanıştığım ankalarım da çocuk olabilir bunu görememişim.

23.kas.2015 6.23

(sonun sonu)