11 Aralık 2015 Cuma

Satan

Mekanik maskelemelerle olumlanıyor mu bilmem.
Seslerin derisi yüzülüyor,
acısının kokusu baykuşlarla.
Sınırlar balyozlarla sevişti mi bir kere,
Kaçmak ne önem teşkil eder, durdurulabilir mi bu akan.
Şeytanlar bal seviyor, ki hep güzel kızlar üzülüyor.
Dallamalar üzüyor,
Annem hep üzülüyor,
Ama dallamaları sallamıyor.
Annem de bal seviyor.
Dumanlar kalkış ve iniş izni istemliyorlar,
İzin vermiyorum asılı kalıyorlar.
Bazen oluyor da bir kıza selam vermek istemine düşüyorum,
Almıyor, düşemiyorum.
Havada kalıyorum.

Oturmak veya yatmak gibi bişey ararsam,
O'nu arıyorum.
Daha hiç garipleşmemiş olan aramız,
Ya da yer yüzünün tanıdık şeytanlarıydı sanırım,
Olurda lazım olursa diye.

Elimi koyuyorum da bazen dayanmak için hayatın sandalyesine, bir şeytan uyumlamasıyla rahatlığını "merhaba" demeyi borç bile bilmeyip, tırnaklarıyla açıyor elimin üstündeki damarlarımı.

Oyunlar oynatıyor zihnimle, ama güllerde çürüyecek.
Ve eğer elime düşerse asit yağmurların,
Bilirsin ben kirletmedim havayı.

12.aralık.2015 4:52

28 Kasım 2015 Cumartesi

3 yabancı h

varoluşsal bir homeros akmakta şimdi kulaklarıma
kendimi açıklayabileceğim tavşan maskelerine devlet el koysa
ben her gece depresyonlanırım
ah demeyi özlemleyemiyorum
ki ben bi okadar suskun olmak istemiyorum

rüyalarıma dokun bak
bak dokun rüyalarım daha dokunulası
içime açılıyorum
sarılmayı her gün arıyorum meşgul
hipokratla anlaşamıyoruz
herkes çok herşey
herşey olmamışçasına kararsız
o yüzden hipokratı hep tavlada yenerim

kahve istemiyorum
sâfi suretlere bulanırım
şayet midem bulanmasın.
herkes tarafından heteredoks görünürmekten birilerini unutuyorum
güven eksik bunu da bilerek yapmıyor haytalar
olmayan gibi görükmek olmayanı göstermek,
sihirbazlardan haz edemem, benden de etmeyin
artık sihirbozmam.

28.kasım.2015

22 Kasım 2015 Pazar

mi alma sangra (op. ∞-1) no.2-1

bitmiş bir aşkın baştan sona söylenmemiş operetleridir dinleyeceğiniz.


kronolojik

I. geçmişe kaçamayış

beynime açık tehdit
kaburgalrım sırtımda kan kartalı
nefes kilitlenir çoğu bakımdan
sahili bile özledim öpüşürken kum kaçanından

bu kadar açık tehdidim.
özür dilerim
suya gökülen pigment,
özür dilerim
yalnız çorabın diğer eşi,
özür dilerim
kırılıpdağılan ay,
özür dilerim
yanıma yakışan tek kadından.

üç sene sonra yine rüyalarımdayken sen ben huzur doluyum

2.tem.2015





II. kopuk

rüzgar yalamakla kırbaklamak arası soğuk
ve aşikar mahluklar arası güvenaptal işi...

şuan göktaşı düşşe üstüme
gücenmem göktaşına

hiç göğsüne dokunulmamış bir gece

çağırışlara sarılıp sarmalanmaya

9.tem.2015




III. tek 

kangren tutmuş kayayı en huylandığı yerden
ne dağ olabilirim bu vakit

yada batmaz semada bu ay
mintanım olsa ay utanır beyazdan
ogün hepimiz kül olacağız,
doğmayacağız bu sefer ankalaşmışçasına.
çünkü,
düşünerek harcamak,
diğer düşüncelerimi öldürüyor

arkadaki aayak öndekine çelme tak.

içimdeki depresyonu başka türlü atamıyorum.

22.tem.2015 01.19

(gelişmenin başlangıcı)




IV. zafer

hayat be, şu köşe ne de değil
o yüzden bu kadar da komik.
yenilgiyi hazmedemeyen yenmeyi gözden çıkarsın.
ve bin kılıç bersi sırtımdayken,
bugün

şuan
gülen çiçekler solarken belki de mutsuz olabilir...

28.tem.2015

(giriş sonu)




V. tcdd ve en antik kitaplar


o gece gül renkli şarabın çime değdiği gün,

ay parçalanmaktan vazgeçti,
küller yeniden doğmaya boyandı
güneş batmamaya sıvandı tenle.

ve istemsiz gelişen aşk sufiyi öldürdü.

sonra sevişmeyi bor bildi eller.
şakaklarla, ateşler dansa tutuşurken,
sabah ezanları boyunca meşk edildi meyler uğruna.

günler ışık hızında geçerken,
akrep yelkovana küsmüş.
sonunda bir kondüktör ayırmaya karar vermiş, şöförlerden önce
hiç bitmeyecek hayalleri.

21.ağu.2015



VI. diş, pembe deri, koza

iki avuç içi kadar güneş bekliyorum sadece

parmak uçları ayrılırsa kıyamet koptu
o hafif lekelerin tümüne bağlanıldı çaktırılmadan özneye
omuz vakti yanında olamadım ilk seferinde martıların

tatlı dudak hareketlerim bitti, yolda kaldım
sislendi midem tüm kelebekler korkuyor hâlâ
bi ışık göster deniz feneri en azından sana çarpayım

31.ağu.2015




VII. akmaya çalışıp akamamayı başarmak


maskeler sıyırıyor bulut çime düşmeyen 11ler 5ler
sayılar da anlamsız
bulut da yok.

bilmiyorumlarda
akıp gitmeler var,
bırakamamalar var.
bir iki gün önceye çekmeler bulutları.

akan yağmurlar var şarap bardaklarında plastik.
tekrarlanan kelimeler

ay'la yıldızların nur'unda

iki adet suret kayıp,
başka beden dahilsiz,
o vakit sevme zamanıdır,
kaçırılan dudaklarda mutlu olma zamanıdır.

28.eyl.2015


(sonun başlangıcı)




VIII. craft kağıdına cevap

sayıları anlamlı kılan bi yarım şarapmış meğersem,

beklenen beklenmeyen ne varsa 'ol'muş o gece.
ve günler birbirini kıskanırcasına tarçın ve vanilya kokuyorlarmış.
iki göğüs vuruşurken sarılmak için,
'yap' diye bağırmış saçlara.

terliyorduk ve ay batmamıştı henüz,
ay bana küstü mü bilemem
bilememlere de alışamadım hem.
sanırım tütsü gibi seviyorum,
hem o da öyle seviyor ne var bunda,
misk ve amber halt yemiş.

ezanları duyardık öncelikle
sonra uyurduk,
uyuturken hep yanağımdan kaynaklı bi kıskançlık
uyanmam gereken durumlardaysao yüzünde taşıdın iki kutsal gümüş pembe deri,
ağzıma geleni söylemem için dudaklarımla buluşurdu.

bunca yol geceli gündüzlü
yoldaşsız çok zor,
beklemek de koyuyor,
özlemek de.
ama bir deniz görüyorum ki ufukta,
yanımda sen varsın.
yelken de yok gemimizde,
ama yanımda sen varsın.

bu ormanın korucusu yok,
sen varsın.
birini seviyorum desem,
ardında sen varsın.
ne semâ da birden azdır göz kırpmalar ikimiz üstüne,
ne de karanlık olsun diye bu denli dua etmişliğim var.

biz olmak için direniyoruz,
zincirler kırıldığında sabahlara kadar özgürlük içeceğiz rüzgarlardan,
yıldızlardan medet ummamızda gerekmeyecek.
gözlerin gözüme ölümcül değdiği an.
ya biz donacağız,
ya dünya duracak.

2.eki.2015


(gelişmenin sonu)




IX. elma

elimin içinde değil ya yanağın

bitek ondan uzak geliyorsun bana

12.eki.2015




X. bir ankanın anatomisi
belki 15 defa içilmiştir o bardaktan,

temizlemeye hâl mi kalır bulutları süpürmekten her gece
görünmeyen dalgalar
çekilip itilen gelgit suları
yoğunlaşan sıcaklık ve bunaltı
bir çocuğa inanmışım
bu doğru
bir çocuğa güvenmişim
bu da doğru.
ama tanıştığım ankalarım da çocuk olabilir bunu görememişim.

23.kas.2015 6.23

(sonun sonu)

10 Eylül 2015 Perşembe

istemiyorum


Yalnız kalmak istiyorum,
Sevmek istiyorum,
Sevişmek istiyorum,
Dokunmak istiyorum,
Elini bırakmamak istiyorum,
Sadece bi tık daha korkmasın istiyorum,
Kaygılarından sıyrılsın istiyorum.
Bencil yalnızlığımda onu istiyorum.

Herkes uyusun istiyorum,
Biz uyumayalım istiyorum,
Konuşmak istiyorum.
Bana gülsün istiyorum,
Bir gülsün, istiyorum.
Biz ve mutluluk tek elden.
O da senin elinden

10.eylül.2015
İlklerin yaşandığı bencil kütle, anlamsızca seviyor.

21 Temmuz 2015 Salı

boz bulanık orospu

Bir parmağın kademe kademe sürünüşü var o çarşafta.
Ve bilhassa belli suret ki aranan, yok o parmakta.
Daimi isterik boz bulanık bulantı,
Bu kadar kumpas ve kesişmeyle orgazm oluyordur.
İnattır suspus koç boynuzu gibi,
İçine dolandıkça bir bir dokunuyor eskiyen yollara.

Tarladaki ekinse ekmek olacak,
Oğlak ta tandırdır, boğa da antrikot.
Sonra üzüm hasreti çekiyorum,
Boz bulanık orospu karnımı deşiyor sanırsın.
Ben hep iyiyim.
Sen sor, kötüyken de iyiyim.

Anca cevapları tükenmiş gibi hissetmiş o şair,
Artık sopasını vurmalı musa,
Bu kez Karadenizin güneyinden,
Karadenizin kuzeyini ayırmak için.


21.07.'15 23:44

Sanırım çamurdan daha bulanık olmanız hoşunuza gidiyor boz bulanık matmazel, ama bu sizin psikolojik bir mide bulantısı olduğunuz gerçeğini değiştirmez.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

üç senelik tutku, dost, elem

Unutumlamakta kütleyi bir gülün toprağı,
Sanki bülbüller yerçekimine yenik düşmemenin düşünü kurarmışlardı.
Kursunlardı,
Düşeceği varsa topraktı.

Asfalt geniş patikalar yeni göç yolları gibiyken,
Göç için her diyar, umulmayan goncaya
Yahut
Ölümün tırnaksız pençelerine kurban.

Bu kadar mareyken etrafım,
Nefes almak için göğsümdeki kafesle;
Yegane kuşun ufukta bir diken kokusu alması şart koşmuş,
Yine ufuğa koşan nalsız bir at tarafından...



20.07.'15
Baltalanan kafes, niyet, tümce, gayret
Sonuç safi düğümsüz elem.

17 Haziran 2015 Çarşamba

ilk yağmur

Denizler dereler
Çay ve kitaplıklar
Hepsi akmış sonsuz sonsuza
sonra hikaye başlamış
Ve mahlukat-ı alî ararken eksik boşluğunu
Bir bülbül güle serenadlar istemiş
Ta ki fasulyenin kılçığı iki taraflı hoş görüldüğünde inanmış korkuya

Emin olmak çok zorken
En emin ay bile dağıl
Tarçınlar basar gerçeği
Ki uyanmak istediğimin kanıtıdır o bakışlar.

25.nisan.2015

gece saat biri elli geçe istanbulu sevmiştim ilk defa

nef'sen

Kendime bir yalan mı bu yıldırımlanan
Seni düşünmek yaln mı aylara
yoksa hayatın kısalığına garez midir ki sen
Unutmak olmalıydı keşke öyle
Simsiyah olmasa günelşim
Zifirden bulamasam günümü
Ki seni çıkarmak karadan, bin kat kolay
Öldürmektense nefsimi

11.nisan.2015

kapıda kal

Gerçeği tecrübenin damarlarıyla görene yalanın en kolayı binek bitsin
Bitsin
Bilet bulunmasın hissetmeye


06.nisan.2015

tekerrür n

Ay ile kırıldı,
Katlanmak baldan zorken yok.
Belli belli dünya bile hapis yazmış.
Benim kırık güllerim,
Sürekli ölü bülbüller yağar torbalarımıza.

Güneş çekilmez dert,
Ayaz koşulsuz şartsız gözlerindir.
Ve erirken damarlar dışa,
Sadece beklemek benim için değil.

11.mart.2015

kafe pi'de bir çarşaf için ağıt.

ya sarı koku, ya gümüş kutu

Kokusunu bilmediğim insanlar inattır kavmime
Lakin geç kalınmasın
Eğer ki geç kalınırsa, ki en büyük intiharımdır bu beni bekleme.
Seni seviyorum fakat geceler çok uzun.
Okunmayan şiirler mezarımı süslemesin.

25.şubat.2015

ay, gül, bülbül

Gül'ün kut'sal derisi de üzülmedi ölenlere
Ay olsa dahi bülbüller düşüyor
yağmur yağınca

03.şubat.2015

arz - talep

Eğer bir şey biliyorsam uyuyan bi kadından daha güzel bir karaca daha yoktur.
Ve martılar bile naözgür, kolları varken çirkinliklerin.
Arkada bırakılanlar, aslında önde olanlar, özlence içinde,
Her ne kadar olunsa da ilk basılan toprak üstünde.
İstek denilen iki dudak arası nefesken, nefesim parmaklar arası bir boyutta can çekişmekte.

21.ocak.2015

ayrılık sonrası

Boşluk,
Nice gece bilinmeze..
Unutmak
Çok komik,
Taş bağlıyken birine.
Toprak,
Makul yoldaş,
ilerlemeyi unutmuşken.
Ve ufuk,
Sadece düşünmezken alabildiğine güzelliğini ve bacaklarını önüme serip,
Beni kendisine koşma eyleminin baş kahramanı yapıyor.
Hava ağır ki göğsüme dolu yağıyor,
Yıldızlar kaysa da limanlar yosun tutsa...


26.aralık.2014

misal

Ağlasam mesela ama bilmediğim konserlere.
Sarılsam mesela yabancı evlerde.
Kuşkulanmasam mesela ilkbahardan kışları.

20.aralık.2014

Ayrılık

Saldırgan yağmurun vurduğu gece pınarlar susuz kaldı,
Akmadı, akamadı.

Vadiler genişliğini sevdirmek için hiç bir şey yapmıyor.

Ve sevgi çok acayip her seferinde daha çok yüzüyor derimi.



sanıyorum 14ü.aralık.2014

yaşanıp biten 3'ün ardından.