6 Ekim 2013 Pazar

2 duble çaydan sonra

No:1

Ey ayın sürekli karanlık yüzü
Niye küstün dünyaya?
Işıkların artık dolgun değil mi senin için?
Belki hala iç çeker nice aşıkların gökyüzü.
Batmak isteğin neden doğmaktan çok?Halbuki güneşten büyüksün gözlerde,
Parçalanmayı neden bu kadar çok arzularsın?Kraterlerinde kamp kurmuş kendi hiçliklerin.
O yıldız damlaları çok nemlenmiş,
Pınarların hiç kurumamış.
Belli ki hiçliklerini sel boğmuş kraterlerinde.
Hala bulanmamışken nehirlerin,
Niye ışıldamak istemezsin artık?
En küçük sokak çocuğu 
Senle yatıyor hâla oyuncak ayısı bile yokken.

No:2 Yalnızlık Türküsü'nü çok sevdim ben,
Senden duyduğum anda aşık da oldum.
Kendi hikayemi o şarkıyla taçlandırmışım.
Yan hikayen gibi gördüm ben kendimi,
Sanki aramızda Binbir Gece Masalları yokmuş gibi.
Olsun ama benim masalım kendi ayaklarım kadar ağır...
Ne olursa olsun bu masal bitirmeliyim
Ne pes ederim ne de isyan ederim
Bu yükü taşımaksa görevim;
Ne kimseye ihtiyacım vardır,
Ne de kimseye dilenirim.
Sen şimdi tanrıya seni senden çekip almasını dileyerek,
Ona muhtaçlığını mı yoksa pes ettiğini mi dile getirirsin?
Kaçış yolu arayan bi faresin apaçık,
"Neden savaşmazsın?" diye sorsamda yine habitatın yer altı seni çekip alamam ya... 

No:3Geceler meşalesiz,Köy nasıl yandı?

24.şubat.2013

No:4Boğazıma oturan yumruklar,
Hepsi çözüldü babamın parmakları saçlarımda.
Ben nasıl kıyarım yavrularıma,Bana sormadan yumruğu ordan kaldırabilmişlerken...

25.şubat.2013 

Hiç yorum yok: